Dinin temel ilkelerinin akıl ve mantık dışı unsurlarla yozlaştırılması birproblem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum ilk planda bireyde dinekarşı bir yabancılaşma ve dinin kendisinde ise aslından uzaklaşma olarakbelirmektedir. Hulûl düşüncesi kelam ilminin ana konularından biri olanulûhiyet olgusuyla ilgilidir. Bu itibarla tevhid inanışına zarar veren bu anlayışıntespiti ve tasviri önemlidir. Hulûl fikrinin bazı aşırı gulat/sapkın çevrelercedinin aslından gibi yansıtılıyor ve birtakım tevillerle de savunuluyorolması çalışmanın önemini arttırmaktadır. Bu itibarla öncelikle amacımızkronolojik olarak hulûl anlayışının kavramsal tahlilini yapmak ve diğer dinve inanışlardaki durumunu incelemek olacaktır. Ayrıca İslam düşüncesindesınırlı çevrelerce de olsa kabul edilmiş olan hulûl inancının hurafe olupolmadığı epistemolojik açıdan ele alınacaktır. Bu nedenle betimsel niteliklibu çalışmada doküman taraması yapılarak içerikler ve ilgili örnekler değerlendirilecektir.Sonuç olarak hulûl anlayışının İslam dini açısından sınırlıçevreler tarafından dile getirildiği ve genel dini tutumlara yansımadığı tespitedilmiştir. Buna karşın diğer din ve akımlar ile var olan kültürel etkileşiminzaman zaman hulul anlayışı içeren söylemlerin toplum içerisinde dillendirilmesineyol açtığı görülmüştür.
The corruption of the basic principles of religion with some irrational and illogical elements emerges as a problem. In the first place, this situation appears as alienation from religion in the individual and a departure from the originality in religion itself. The idea of incarnation is related to the phenomenon of divinity, which is one of the main subjects of theology. In this respect, it is important to identify and describe this understanding that harms the belief of oneness. The fact that the idea of incarnation is reflected by some extreme gulat/deviant circles like the original of religion and defended with some interpretations increases the importance of the study. In this respect, our first aim will be to make a conceptual analysis of the understanding of incarnation in chronological order and to examine its situation in other religions and beliefs. Also, Whether the belief of incarnation, which is accepted in Islamic thought by limited circles, is a superstition or not will be discussed from an epistemological perspective. Therefore, in this descriptive study, documents will be scanned and the contents and relevant examples will be evaluated. In the final analysis, it has been determined that the understanding of incarnation is not reflected in the general understanding expressed by limited circles in terms of the religion of Islam. On the other hand, it has been observed that the cultural interaction that exists with other religions and currents occasionally causes these discourses to be expressed in society.