21. Yüzyılda İsrail'in Filistin'e Karşı Soykırımını Aristoteles'in Demokrasi Anlayışı Açısından Değerlendirmek


Creative Commons License

Kulle Gün H.

Kamu Yönetimi Alanında Uluslararası Araştırmalar II, KARATAŞ ADNAN, Editör, Eğitim Yayınevi, Konya, ss.1-16, 2024

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2024
  • Yayınevi: Eğitim Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Konya
  • Sayfa Sayıları: ss.1-16
  • Editörler: KARATAŞ ADNAN, Editör
  • Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

 GİRİŞ

İnsanın en iyiyi arama çabası, her alanda olduğu gibi yönetim ve siyaset alanında da kendisini göstermiştir. Antik Yunan başta olmak üzere farklı çağlarda ve farklı topluluklarda insan için ideal yönetim anlayışını aramak bir uğraş haline gelmiştir. Çoğu zaman, özellikle Batı topluluklarında sınıfsal ayrımcılık temelinde azınlık temelli şekillenen bu arayış, günümüzde küreselleşmenin etkisi ile evrensel boyutlara ulaşmıştır. Antik Yunan düşünürü Aristoteles’in aksine, toplulukların çoğu demokrasiyi ideal ve olması gereken yönetim biçimi olarak değerlendirmiştir. Batı’nın bu yöndeki tutumu ve demokrasiyi yaymak için yaptığı söylemler ve eylemler, demokrasiyi vazgeçilmez bir değere ulaştırmıştır. Aristoteles’e bakıldığında, ona göre demokrasi bozuk, kötü bir yönetimdir. Antik Yunan’da siyasetin toplumun çok azını oluşturan elit ve varlıklı kesimde olması ve siyaset yapmaya onların hakkı olduğu düşüncesi yaygındır. Aristoteles de bunu desteklemiştir. Çünkü toplumun çoğunluğunu oluşturan fakir, kendini geliştirememiş ve kendini gerçekleştirememiş bireyler doğru ile yanlışı ayırt edemezler. Bu da Antik Yunan’ın ilim ve erdem sahibi elit tabakasını bu çoğunluğun içinde etkisiz kılar. Ona göre böyle bir toplumun sonu yıkımdır. Günümüz dünyasına bakıldığında, demokrasi yanlısı çoğu kesimin insanlık için doğru olan kararı kendi güç ve hakimiyet politikalarına feda ettiği görülebilir. Bu konuda Batı ve uluslararası kuruluşlar tam da Hobbes’un “Hak=Güç” tutumuna uygun bir davranış sergilemektedirler. Siyasal hayatın itici gücünü “güçlü olan haklıdır” anlayışına göre şekillendiren bu yaklaşım, dünyayı da evrensel bir toplum mühendisliğine göre biçimlendirmiştir. Bu düzeni mutlak kılacak yönetim istikrarını da demokraside bulmuştur. Bu çalışmanın amacı 21. yy’da dünyada meydana gelen şiddet olayları neticesinde demokrasinin işlevselliğini tartışmaktır. Bu konuda, yönetim biçimlerine ve demokrasiye yönelik açıklamaları ile dikkat çeken Aristoteles’in düşüncelerinden yola çıkılmıştır. Konuyu somutlaştırmak için günümüzdeki İsrail’in 7 Ekim 2023 olaylarından beri Filistin’e yaptığı işgal ve soykırıma demokratik değerler açısından bakıldı. Bu değerlendirmede demokrasinin beşiği 1 Öğr. Gör., Mustafa Kemal Üniversitesi, Kırıkhan Meslek Yüksekokulu, ORCID: 0000-0002-4027-0684, habibe.kulle@ mku.edu.tr 2 KAMU YÖNETIMI ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR-II olarak bilinen Batı dünyası ve onların olaylara verdikleri tepki ve açıklamalarına da değinildi. Çalışmanın ilk kısmında demokrasi kavramının analizine yer verildi. Takibinde konunun temelini oluşturan Aristoteles’in demokrasi ve yönetim biçimlerine yönelik açıklamaları belirtildi. Daha sonra konunun somut alanını oluşturan İsrail ve Filistin olayları ile bu duruma Batı’nın, Doğu’ya ve demokrasi anlayışına yönelik düşünceleri ve düşünürlerinin açıklamalarına yer verildi. Bu kısımda oryantalist bakış açısının etkisi de göz önüne alınarak bir değerlendirme yapıldı. Netice olarak demokrasiden ve onun değerlerinden çeşitli nedenlerle de olsa sapıldığı ve durumun Aristoteles’in öngördüğü şekilde gerçekleştiği görüşüne ulaşıldı. Çalışmada teorinin uygulama alanına taşınması konusunda sosyal bilimlerde soyut düşüncenin geliştirilmesine ve sosyal bilimlerde nesnelliğin önemi vurgulanmak istenmiştir. Çünkü fen bilimlerindeki somut durumu deneyleyip elde edilen veriler üzerinden açıklamak mümkün, sosyal bilimlerde değişkenler arasında ilişkisel bağ soyut düşünce aracılığıyla kurulabilmektedir. Bu bağ kurulamadığı için sosyal bilimlerde çoğu kavram veya teori geri planda kalmakta veya güncelliğini koruyamamakta, geliştirilememektedir. Demokrasi konusu ele alınıp değerlendirilirken de teorik ve kavramsal olarak incelenmekte fakat siyasi ve sosyolojik alandaki olay ve gelişmelerden nasıl etkilendiği, uygulamadaki aksaklıkların nedenleri üzerinde durulmamaktadır. Çalışmanın bu hususlara dikkat çekerek sosyal bilimler alanına katkı sağlaması da hedeflenmiştir.