Antakya (Hatay), etnik ve dinsel anlamda farklı toplulukların bir arada yaşadığı, Türkiye’de sıklıkla ‘hoşgörü kenti’ olarak dile getirilen kozmopolit sınır kentlerinden biridir. Antakya ve çevresinde yaşayan ve kadim bir topluluk olan Arapça ibadet eden Rum Ortodoks Hristiyanlar, Antakya dışına yaşanan göçler ve güncel toplumsal sorunlar nedeniyle nüfusu azalmış bir grup olup kültürel kimlik ve kolektif bellek açısından devamlılığını sürdürme mücadelesi içindedir. Bu çalışma Antakyalı Ortodoks Hristiyanların etno-dinsel kimliklerinin toplumsal inşası ve gündelik yaşamda kültürel belleklerini kadın ve gençler aracılığıyla aktarma biçimlerini ve deneyimledikleri toplumsal sorunları anlamaya ve açıklamaya çalışmaktadır. Derinlemesine görüşme ve katılımcı gözlem gibi etnografik yöntemler kullanılarak gerçekleştirilen bu çalışma iki temel soruya odaklanmaktadır: 1. Günümüzde Antakya’da yaşayan Ortodoks Hristiyanlar etno-dinsel kimliklerini ve kültürlerini nasıl tanımlamakta ve aktarmaktadırlar? 2. Antakyalı Ortodoks Hristiyan cemaatinde, özellikle kadın ve gençler arasında, kültürel belleklerini, anlama ve anlatma biçimleri nelerdir? Teorik anlamda kültürel bellek ve etnik sınırlar yaklaşımları kullanılarak, bu araştırmada Antakyalı Ortodoksların kültürel bellek aktarımı ile hatırlama biçimlerinde kadının yeri ve rolü, belleğin gençler ve çocuklara aktarımı, dinsel ritüeller, isim koyma, miras ve karma evlilikler üzerinden ele alınarak tartışılmıştır. Bu araştırma kapsamında toplam 48 derinlemesine görüşme, dört odak grup görüşmesi ve etnografik çalışma Antakya, Altınözü, Arsuz, İskenderun ve Samandağ ilçelerinde Nisan 2016-Aralık 2021 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada Antakyalı Ortodoksların, kadınları ve gençleri modern gündelik hayatta yaşanan değişim ve dönüşüme rağmen kültürel belleğin aktarımında en önemli özneler olarak gördüğü sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Sözcükler Antakyalı Ortodoks Hristiyanlar, Kültürel Kimlik, Kültürel Bellek, Ortodoks Kadınlar, Ortodoks Gençler.
Antakya (Hatay), renowned as the “city of tolerance,” is a cosmopolitan border city in which diverse ethnic and religious communities coexist. Antakya’s historic community of Greek Orthodox Christians, who pray in Arabic, is struggling for cultural survival, largely due to a decreasing population as a result of emigration and the current social problems they are experiencing. This study aims to explicate the construction of ethno-religious identity among these Orthodox Christians and the ways in which they narrate and transmit cultural memory through women and youth in everyday life. Through an ethnographic account with participant observation and in-depth interviews, this research focuses on two main questions. First, how do Orthodox Christians in Antakya define and transmit their ethno religious identities and cultures? Second, what are the forms of narration of cultural memory, particularly for women and youth? Drawing on theories of cultural memory and ethnic boundaries, this research delves into the roles of women in terms of remembering and memory and the transmission of cultural memory to young people by analyzing religious rituals, the culture of naming, inheritance practices, and mixed marriages. To achieve this, 48 in-depth interviews, 4 focus-group interviews and ethnographic study were conducted in the municipalities of Antakya, Altınözü, Arsuz, İskenderun, and Samandağ between April 2016 and December 2021. The study concludes that Orthodox Christians in Antakya perceive women and youth as the main subjects of cultural transmission despite the social changes taking place in modern everyday life. Keywords: Antiochian Orthodox Christians, Cultural Identity, Cultural Memory, Orthodox Women, Orthodox Youth.