Amaç: Ağız mukozasının çok katlı yassı epiteli patojenik faktörlere karşı koruyucu görev yapar. Mukozayı etkileyen lokal ve sistemik faktörler epitel yapıyı zedelerse; reaktif, inflamatuar, gelişimsel ve neoplazik lezyonlar ortaya çıkar. Bu çalışmanın amacı; Hatay ve Gaziantep'te diş hekimliği fakültelerine başvuran lezyonlarının görülme sıklığını, cinsiyet, yaş ve lokalizasyona göre dağılımını belirlemektir. Gereç-Yöntem: Bu retrospektif çalışma, Ocak 2009Ağustos 2013 arasında Mustafa Kemal Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi Diş Hekimliği fakültelerinde biyopsi alınan ve patolojik inceleme yapılıp, tanı konulmuş 147 hastanın sonuçları değerlendirilerek oluşturulmuştur. Araştırmada lezyonların yaşa ve cinsiyete göre dağılımı belirlenmiş, lokalizasyonları analiz edilmiştir. Bulgular: Periferal dev hücreli granülom 56 vakada (%38,09), piyojenik granülom 39 vakada (%26,53), irritasyon fibromu 10 vakada(%6,8), semento-ossifiye fibrom 7 vakada (%4,76), inflamatuar fibröz hiperplazi 8 vakada (%5,44), inflamatuar papiller hiperplazi 1 vakada (%0,68), epulis fissuratum 26 vakada (%17,68) görülmüştür. Lezyonlar kadınlarda (n=83, %56,46) erkeklerden (n=64, % 43,54) daha sık görülmektedir. Diş eti ağız içinde reaktif lezyonların en çok etkilediği yerdir (n=115, %78,23). Sonuç: Oral reaktif lezyonlar sıklıkla kadınlarda görülmektedir ve en çok diş etini etkilemektedir. Yaptığımız çalışma en çok rastlanan reaktif lezyonun periferal göstermektedir
Objectives: The stratified squamous epithelium of the oral mucosa protects the oral cavity against pathogenic factors. If the local and systemic factors affect the epithelium, reactive, inflammatory, developmental, and neoplastic lesions may occur. The aim of this study is to determine the frequency and distribution of oral cavity reactive lesions at Hatay and Gaziantep. Material and Method: In this retrospective study, histopathologic diagnoses of reactive lesions of oral cavity in 147 patients were investigated. The patients referred to Mustafa Kemal University, Faculty of Dentistry, Hatay and Gaziantep University, Faculty of Dentistry, Gaziantep between January 2009 and August 2013. The obtained frequency of patients’ age, gender and anatomic location were analysed. Result: Peripheral giant cell granuloma was the most common lesion with 56 cases (38,9%) followed by pyogenic granuloma with 39 cases (26,53%), epulis fissuratum with 26 cases (17,68%), irritation fibroma with 10 cases (6,8 %), inflammatory fibrous hyperplasia with 8 cases (5,44%), cemento-ossifying fibroma with 7 cases (4,76%) and inflammatory papillary hyperplasia with 1 case (0,68%). The lesions were more common in females (n=83, 56,46%) than in males (n=64, 43,54 %). The gingiva with 115 cases (78,23%) was the most frequently affected place of reactive lesions. Conclusion: Reactive lesions of oral cavity are more common in females than in males. The gingiva is the most frequent place. In our study, peripheral giant cell granuloma was the most common lesion