DİRHELERİN KRONOLOJİ SORUNSALI KAPSAMINDA ÖNEMLİ BİR VERİ: PİNİŞA (ŞIRNAK-ULUDERE)


Coşkun N.

Anadolu, cilt.0, sa.46, ss.167-186, 2020 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 0 Sayı: 46
  • Basım Tarihi: 2020
  • Doi Numarası: 10.36891/anatolia.702850
  • Dergi Adı: Anadolu
  • Derginin Tarandığı İndeksler: International Bibliography of Social Sciences, L'Année philologique, Art Source, Index Islamicus, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.167-186
  • Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Van Gölü Havzası ile Kuzey Mezopotamya arasındaki yüksek rakımlı kuşağın büyük bir kısmını oluşturan Dağlık Şırnak bölgesinde, 2017’den itibaren sistematik yüzey araştırmaları yürütülmektedir. Bölge, Orta Demir Çağ’da Urartu ve Assur devletleri arasında tampon bölge durumundadır. Çalışmalarımız sıra-sında batıda Gabar Dağı’ndan başlayan ve doğuya doğru artan bir şekilde devam eden dirhe türü yapılar tespit edilmiştir.Dirhe, kiklopik tarza inşa edilmiş kule biçimli yapılara bölge halkı tarafından verilen isimdir. Birbirini görecek şekilde izlemsel noktalara yapılmış bu yapılar, gruplar halinde bir rota oluşturur. Kanımızca, büyük ölçüde askeri amaçlarla tasarlanmışlardır. Geniş bir coğrafyaya yayılmış, büyük bir mimarlık sisteminin par-çaları durumundaki dirheler ile ilgili bilinmeyen pek çok nokta vardır; en önemli sorulardan biri ise yapıldık-ları dönemdir. Kronoloji probleminin temel nedeni; Van Gölü Havzası’nın güneyi ve Kuzeybatı İran’da yapılan önceki yüzey araştırmalarında ve bizim çalışmalarımızda dirhelerin içinden kesin tarihlendirmeye yardımcı olacak miktarda materyal malzeme bulunamamış olmasıdır. Dönem önerileri çoğunlukla mimari özellikler göz önünde bulundurularak yapılmıştır.2019 yılında Şırnak-Uludere’de Pinişa mevkiinde bulduğumuz dirhe, hemen yanına yapılan yeni askeri noktanın inşaatı sırasında oldukça tahrip görmüştür ve yıkıntılar içinden toplanan, görece yoğun çanak çöm-lek buluntusu, bu tip yapıların tarihlendirilmesine katkı sunabilecek durumdadır. Pinişa dirhede bulunan çanak çömlekler, yüzey araştırmamız sırasında daha önce dirhelere çok yakın konumda bulduğumuz kale, yerleşim ve mezarlardan bulunan örnekler ile yakın benzerlik içindedir. Çanak çömlekler büyük ölçüde, Van Gölü Havzası ile özellikle de Hakkâri M2 mezarında tespit edilmiş olan Pembe-Devetüyü Mallar ile paralellik gösterir. Bazı form ve bezeme unsurlarının da Orta Demir Çağ’da bölgede kullanıldığı görülür. Dirhelerin hiç değilse bir kısmının Urartu Krallığı öncesinde yapıldığını ve belki de uzun süre kullanıldığını şu anki sonuçlarımızla söylemek yanlış olmayacaktır.
Systematic surveys have been carried out since 2017 in the Mountainous Şırnak region, an area that constitutes the large part of the high-altitude zone between the Lake Van Basin and Northern Mesopotamia. The region was a buffer zone between Urartian and Assyrian Kingdoms in the Middle Iron Age. During the recent surveys, dirhe type structures were traced in a geographical span stretching from Gabar Mountains in the west to Kato Mountains in the East. Dirhe is the name given by the locals to the tower-shaped structures built in a cyclopian style. They were constructed to form groups of structures over the hills in a line seeing each other. In our opinion they are commonly accepted to be built for military purposes. However, many aspects remain ambiguous about this type of structures spread over a wide geography; of the most is their dating. This chronological problem was caused by the fact that there was not enough material evidence found in or near these structures during the previous surveys conducted in the south of Lake Van Basin, in Northwest Iran and in our preliminary surveys. Previous date ranges were proposed solely based on the architectural evidence. One of the dirhes that was found at Pinişa (Şırnak-Uludere) during our 2019 survey season was dam-aged by the construction of a new military base nearby, revealing relatively dense amount of pottery con-tributing to the material evidence for the dating purposes of these tower-type structures. The sherds found inside the Pinişa Dirhe are identical to the corpus of ceramics found in fortresses, settlements and tombs that we have previously found in close proximity to other dirhes. The closest parallels of the pottery assem-blages are known from the Lake Van Basin, especially the Pink-Buffed wares found in the Hakkâri M2 tomb dated to Early Iron Age. It is observed that some forms and decorative elements were continued to be used during the Middle Iron Age in the region. Thus, we may propose that some of the dirhes were constructed before the Urartian period and perhaps had been in use over a wide time span.