Amaç: Gebelik döneminde maruz kalınan travmalar, hem anne hem de fetüs için ciddi riskler oluşturabilir. Bu çalışmada, adli tıp tarafından muayene edilen ve olay tarihinde gebe olan vakaların adli-tıbbi açıdan retrospektif değerlendirilmesi amaçlanmıştır Yöntem: 01.01.2019 ile 31.12.2023 tarihleri arasında Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalına başvuran 6082 adli olgu retrospektif olarak incelenmiştir. Olay tarihinde gebe olduğu tespit edilen 25 olgu çalışma kapsamına alınmıştır. Bu olgular; yaş, olayın orijini, adli tıp muayenesi, olay tarihli acil servis-kadın doğum muayenesi, iki muayene arasındaki süre, gebelik haftası ve düşük durumu gibi kriterler doğrultusunda değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmamızda olguların yaş ortalaması 24 ± 5.89 olarak bulunmuş, olguların %72’sinin darp kaynaklı travmaya maruz kaldığı tespit edilmiştir. Darp vakalarının %83,3’ü eş/partner şiddeti ile ilişkilidir. En sık görülen travma türü hiperemi (%40) olup, en sık yaralanma bölgeleri ekstremiteler (%40) ve karın bölgesi (%35) olarak belirlenmiştir. Gebelik haftalarının ortalaması 22.6 ± 8.10 olarak hesaplanmış ve ultrasonografik değerlendirmelerde olguların %64’ünde patoloji saptanmamıştır. Patolojik bulgu saptanan olgularda en yaygın bulgunun retroplesantal hematom olduğu görülmüştür. İki olguda (%8) ileri tetkik ve tedavi gereksinimi belirlenmiş; bu olgulardan birinde anterior plasental kanamaya bağlı düşük, diğerinde ateşli silah yaralanmasına bağlı inkomplet abortus tespit edilmiştir. Karın travması ile ultrasonografik patolojik bulgular arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (Phi=0.55, p=0.006). Sonuç: Çalışma, gebelik döneminde travmaya maruz kalan vakaların çoğunun darp nedeniyle yaralandığını ve önemli bir bölümünün eş kaynaklı şiddetle ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, aile içi şiddet vakalarında doğru ve zamanında adli rapor düzenlenmesi hayati önem taşımaktadır.
Objective: Trauma during pregnancy poses significant risks to both the mother and the fetus. This study aims to retrospectively evaluate the forensic and medical aspects of cases involving pregnant individuals examined by forensic medicine. Methods: A retrospective analysis was conducted on 6,082 forensic cases admitted to the Department of Forensic Medicine at Ordu University Training and Research Hospital between January 1, 2019, and December 31, 2023. Twenty-five cases identified as pregnant during the incident were included. Evaluations were based on age, incident origin, forensic examination, emergency and obstetric assessments, interval between evaluations, gestational age, and miscarriage status. Results: The mean age of cases was 24 ± 5.89 years, and 72% were exposed to trauma from assault, with 83.3% linked to partner violence. Hyperemia (40%) was the most common traumatic sign, while extremities (40%) and the abdomen (35%) were the most frequently injured regions. The mean gestational age was 22.6 ± 8.10 weeks, with 64% showing no ultrasonographic pathologies. Retroplacental hematoma was the most common anomaly. Two cases (8%) required advanced treatment, including one miscarriage from anterior placental bleeding and one incomplete abortion due to firearm injury. A significant correlation was found between abdominal trauma and ultrasonographic findings (Phi = 0.55, p = 0.006). Conclusion: The study reveals that most pregnancy-related trauma cases are due to assault, with a significant portion linked to partner violence. Timely and accurate forensic reporting is vital in domestic violence cases for ensuring accountability.