Akademik Veri Yönetim Sistemi
Başak Ekonomi Dergisi, cilt.24, sa.110, ss.93-101, 2000 (Hakemsiz Dergi)
Küreselleşme 8O’Ii yıllardan itibaren Türkiye'nin gündemine girmiş olan bir olgudur. Söz konusu olgu dünyanın gelişmiş ülkelerinde de hem etkinlikleri hem de yönlendirmeye çalıştıkları değişme ve gelişmelerden oluşmaktadır. Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler ise bu olgu karşısında edilgen bir konumdadır. Özellikle daha dışa açık bir ekonomik yapı oluşturma hedeflendiğinde bu edilgenlik daha da güçlü bir biçimde ülkeleri etkilemektedir. Küreselleşme (globalization), bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin doğrudan ve dolaylı etkilerinin doğal bir sonucu olarak çeşitli platformlarda yaşanan radikal değişimler ve dönüşümlerdir. Genellikle “yeniden yapılanma" üst kavramının alt kümeleri olarak ifade edilen değişimler, dikeyde ulusal devlet yapılarından mikro şirket örgütlerine uzanan bir skalayı, yatayda hizmet sektöründen imalat sektörüne kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içermektedir. Bazıları küreselleşmeyi modernleşme olarak ele almakta ve bu bağlamda ekonomik küreselleşmede çokuluslu şirketlerin yüklendikleri role özel bir önem atfetmektedirler. Küreselleşme olgusunu tanımamızı sağlayabilecek başlıca temel özellikler; rekabetin artması, çevre kirliliğini önleme, teknolojik gelişmeler, istihdamda ağırlığın sanayi sektöründen hizmet sektörüne kayması, yüksek nitelikli işgücüne talebin artması, işletmelerin iş birliğini geliştirme, mali kurumlardaki serbest düzenlemeler, pazarın çeşitlenmesi, maliyetlerin düşürülmesi eğilimi ve bölgeselleşme olarak sayılabilir (1). Küreselleşme kavramı ve bu yöndeki oluşumlar, gelişmiş ülkelerde işletmelerin biçimsel ve içerik olarak yeniden yapılanması ve yöneticilerin kendilerini yenilemesi gereğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, küreselleşmenin işletmelerin çeşitli fonksiyonları ve yöneticiler üzerindeki etkileri ve Türkiye'deki durum İncelenmekte, işletme ve yöneticilerine birtakım önerilerde bulunulmaktadır.