Farklı alanlarda 1990’lı yıllardan başlayarak yapılan bilimsel çalışmalarda monist (tekçi) bakış açısının yerine plüralist (çoklu) yaklaşım hâkim olmaya başlamıştır. Bu yaklaşımın bir sonucu olarak, bir alana ait bi- limsel bir kavramın izahı veya problemin çözümünde, farklı disiplinlerin verilerinden yararlanma anlayışı or- taya çıkmıştır. Bu anlayış, yapılan bilimsel araştırmalara, ulaştıkları sonuçlar bakımından çok boyutlu ve yara- tıcı bir nitelik kazandırmıştır. Zaman içerisinde, diğer alanlarda olduğu gibi edebiyat alanında da plüralist (çoklu) etkinin ortaya çıkmaya başladığı görülmektedir. Öncelikle edebiyat gibi insanı her yönüyle kuşatan bir alan için interdisipliner yaklaşımın elzem olduğunu belirtmek gerekir. Özellikle halk şiiri gibi dil, ses/söz esa- sında duygu ve düşüncenin sınırlarını zorlayan, düşüncenin dilden taştığı bir tür açısından bu durumun daha da önemli hâle geldiği düşünülmektedir. Aynı zamanda halk şiirinin farklı çağlarda, farklı kültürlerde üstlendiği işlevlerle gelenekli bir duyuş ve söyleyişi temsil etmesi, sahip olduğu boyutları daha da çeşitlendirmesinin temel gerekçesi olarak gösterilebilir. Gerçekleştirdiği işlevler ve sahip olduğu bu çok boyutluluk, halk şiiri metinlerine farklı yaklaşımların penceresinden bakışı da zorunlu kılmaktadır. Alanlar arası bilgi alışverişinin öneminden hareketle bu çalışmada, edebî türlerin kökeni olarak kabul edilen halk şiiri, disiplinler arası bir bakış açısıyla dil bilim ve psikolojinin verilerinden yola çıkılarak analiz edilmiştir. Bu nedenle kadim bir edebî tür olan şiir, genel özellikleri bağlamında kavramsal düzeyde, çalışmanın temel hipoteziyle ilişkili bir çerçevede ele alınmıştır. Halk şiiri metaforik dil kullanımının odakta olduğu bir söyleyiş ve duyuş özelliğine sahiptir. Bu niteliği, Noam Chomsky’nin halk bilimi çalışmalarına kazandırdığı performans kavramı ve yönlendirme kurallarıyla (project rules) ilişkilendirilerek izah edilebilir. Özellikle halk şiirinde icranın gerçekleşmesini sağlayan temel paramet- relerin kavramsal çerçevesini tanımlayan performans; ses ve anlamın birbirine yaklaşmasında önemli bir etkiye sahiptir. Çalışmada ses ve anlam arasındaki bu güçlü etkileşim, fonosemi – fonestem kavramları çerçevesinde ele alınmıştır. Köken itibarıyla sözlü aktarımın esas olduğu halk şiirinde metaforun başka bir önemli işlevi, bellekte ikili kodlama yapmasıdır. Bu ikili kodlama sistemi, Milman Parry’nin başlattığı ve Albert B. Lord tarafından geliştirilen “Sözlü Formül Kuramı” çerçevesinde yapılan çalışmalarda sözlü kültür ortamında bel- lekte saklama, hatırlama, kalıplaştırma gibi yeniden şiiri inşa etme süreçleri ile ilişkilendirilebilecek bir niteliğe sahiptir. Benzetme vb. sembolik (figüratif) dil kullanımlarının iki boyutlu dil göstergesini nasıl üç boyutlu hâle getirdiği halk şirinin üzerinde durulması gereken bir diğer boyutudur. Halk şiirinin bu dil bilimsel boyutları dışında önemli bir boyutunu da psikolojik unsurlar oluşturmaktadır. Bu nedenle halk şiirine, psikolojinin ağır- lıklı olarak 20. yüzyılda ortaya koyduğu veriler çerçevesinde odaklanılmıştır. Bazı halk şiiri örneklerine, kişi- lerin kendi ve başkalarını nasıl algıladığına dair bir iletişim modeli olan ve bilinç düzeyini ölçmede kullanılan Joharry penceresi testi uygulanmıştır. Psikolojinin bellek konusundaki verilerinden yola çıkılarak halk şiirinde mısraların satır uzunlukları, kısa süreli belleğin kapasite aralığı ile karşılaştırılmıştır. Halk şiirinde ritimsel özel- likler taşıyan kafiye vb. unsurlar, Gestalt yaklaşımın bellek konusundaki araştırmalarda öne çıkardığı “ritm” kavramı ile ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Çalışma kapsamında bu disiplinlere ait veriler, Türk halk şiirinden seçilen örneklerle desteklenmiştir.
In scientific studies conducted in different fields starting from the 1990s, a pluralist (multiple) approach began to dominate instead of a monist point of view. As a result of this approach, an understanding of using the data of different disciplines has emerged in the explanation of a scientific concept belonging to a field or in the solution of a problem. This understanding endows scientific research with a multi-dimensional and creative quality in terms of the results they achieve. Over time, the pluralistic impact became pronounced in the field of literature, as in other fields. Undoubtedly, an interdisciplinary approach is essential for a field that concerns people in every aspect, such as literature. It is particularly significant for a genre like folk poetry, which chal- lenges the limits of emotions and thoughts in terms of language, sounds/words, and where thoughts overflow beyond language. Further, folk poetry represents a traditional sense and utterance through the functions it has undertaken in different eras and different cultures, which may be the main reason for its numerous dimensions. The functions of folk poetry and its multi-dimensionality bring the need to reflect on folk poetry texts from the perspective of different approaches. Recognizing the importance of interdisciplinary information exchange, this study focuses on folk poetry, which is considered to be the origin of literary genres, from an interdisciplinary perspective, based on the data of linguistics and psychology. For this reason, this study conceptually discusses poetry, which is an ancient literary genre, and addresses its characteristics in connection with the primary hy- pothesis of this study. Folk poetry has a style of expression and sense characterized by the use of metaphorical language. This can be explained based on the concept of performance and project rules introduced by Noam Chomsky to folk science studies. Performance, which defines the conceptual framework of the basic parameters that enable performance particularly in folk poetry, plays a major role in bringing sound and meaning closer together. To elaborate on this strong interaction between sound and meaning, this study focuses on the concepts of phonosemy – phonostem. Another key function of metaphor in folk poetry, where oral transmission is origi- nally fundamental, is that it performs dual-coding in memory. This dual-coding system can be associated with the processes of reconstructing poetry such as storing in memory, recalling, and stereotyping in the oral culture environment, which are mentioned in the works based on the "Oral-Formulaic Theory" proposed by Milman Parry and then improved by Albert B. Lord. Another dimension of folk poetry is about how figurative language uses such as similes in folk poetry transform two-dimensional language signs into three-dimensional. Apart from these linguistic dimensions, psychological features also constitute a key dimension of folk poetry. For this reason, this study concentrates on folk poetry using the data revealed by psychology, mostly in the 20th century. This study applies the Joharry window test, which is a communication model about how people perceive them- selves and others and intends to measure the level of consciousness, on some examples of folk poetry. Using the data of psychology on memory, this study compares the line lengths of the verses in folk poetry with the capacity range of short-term memory. This study also associates rhyme and similar elements with rhythmic features in folk poetry with the concept of "rhythm", highlighted by the Gestalt theory in research on memory. Data pertaining to these disciplines are supported in this study by the selected examples of Turkish folk poetry.