Kronik Bel Ağrısı Olan Bireylerde Ağrı Şiddetinin ve Fonksiyon Düzeyinin, Yağ Dokusu, Kas Kuvveti, Solunum Fonksiyonları, Fiziksel Aktivite ile İlişkisi


Kuş G. (Yürütücü), Kurt I.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2025 - 2026

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Mart 2025
  • Bitiş Tarihi: Mart 2026

Proje Özeti

Bel ağrısı, bacak ağrısının olup olmadığına bakılmaksızın, kosta kenarının altında ve alt gluteal kıvrımların üzerinde lokalize ağrı, kas gerginliği veya sertlik olarak tanımlanır. Bel ağrısı 12 hafta veya daha uzun bir süre boyunca devam ettiğinde kronikleşir. Her yaş ve sosyoekonomik seviye de görülebilen yaygın bir semptomdur. Dünya genelinde her on kişiden biri ve insanların yaklaşık % 70-80 hayatlarının bir dönemde bel ağrısı yaşamaktadır ve kadınlarda görülme sıklığı erkeklerden daha yüksektir. İnsanların yaşamlarını kısıtlayan ve yüksek sağlık bakım maliyetlerinin en önemli nedenlerinden biridir.

Ağrının bir hastanın günlük işlevselliği üzerindeki etkisi, hastanın engellilik düzeyi veya fiziksel fonksiyonlarında azalma olarak ifade edilebilir. Engellilik, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bir insan için normal kabul edilen aralıktaki bir faaliyeti gerçekleştirme yeteneğindeki herhangi bir kısıtlama veya eksiklik olarak tanımlanmıştır. Engellilik uzun zamandır LBP'de temel bir sonuç olarak kabul edilmektedir ve en yaygın olarak öz bildirim anketleri ile ölçülmektedir. Fiziksel aktivite ölçümü LBP araştırmalarında nispeten yenidir ve öz raporlar (örneğin, Baecke Fiziksel Aktivite Anketi, günlük) veya hareket kayıt araçları (örneğin, pedometre, ivmeölçer) aracılığıyla yapılabilir.

Diyafram kası, vücutta bir den çok görev üstlenen diğer doku ve orgalar gibi yüklenme esnasında lumbar omurgayı stabilize ederken aynı zamanda aktif solunumu sağlayan primer kas olarak görev alır. Oluşabilecek bir ağrı durumunda merkezi sinir sitemi farklı bir strateji ile gövde kaslarını stabilize eder. Böylece bel ağrılı bireylerde sağlıklı bireylere kıyasla daha fazla diyafram yorgunluğu oluşur.

Diyaframda oluşabilecek bir fonksiyon bozukluğu solunum parametrelerinin bozulmasına neden olacaktır. Solunum düzeni bozuklukları (en uç şekli hiperventilasyondur) solunum alkolozuna neden olur ve dokulara giden oksijenin azalmasına, kortikospinal sistemin uyarılabilirliğinin artmasına motor ve duyusal aksonlarının hiperirritabilitesine, düz kasların daralmasına ve ağrının şiddetinin artmasına neden olur.

Yağlanmanın kas-iskelet sistemi ağrısında önemli bir rol oynadığını gösteren kanıtlar giderek artmaktadır.Yağ dokusunun endokrin bir organ gibi davranarak çeşitli hormonlar salgılayıp düşük düzeyde inflamasyona neden olup bir dizi metabolik süreç başlatarak ağrı üzerine etki eder. Ayrıca, inflamasyonun periferik sinirlerin uyarılma eşiklerini ve uyaranlara verilen yanıtları değiştirdiği ve bunun sonucunda periferik ve merkezi duyarlılığa yol açtığı gösterilmiştir.

Stabilite, herhangi bir mekanik sistemin önemli bir bileşenidir. Lomber ve pelvik instabilite lomber omurga, kalça ve diz bölgelerindeki işlev bozuklukları ile ilişkili olabilir. Lomber ve pelvik bölge kaslarının zayıflığı, kısalması ve/veya kas sertliği bel ağrısı (LBP) olarak ortaya çıkan disfonksiyona katkıda bulunabilir (18). Alt ekstremite kasları, özellikle de kalça kasları, lomber omurga stabilitesinde önemli bir role sahiptir (19). Alt ekstremite kaslarının gücü ve uygun aktivasyonu, kalça ve gövde arasındaki koordinasyona katkıda bulunarak alt ekstremite ve lumbo-pelvik bölge arasındaki kuvvet transferine yardımcı olabilir (20,21). Dolayısıyla, pelvis yürüme veya ayakta durma sırasında stabil değilse, kalça kası zayıflığı da lomber omurganın anormal segmental hareketine bağlı olarak LBP'ye katkıda bulunabilir (22).

Kronik bel ağrısı olan hastalarda ağrı şiddetinin ve fonksiyon seviyesi yağ dokusu, kas kuvveti, solunum fonksiyonları, fiziksel aktiviteden ne kadar etkilendiği bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı kronik bel ağrısı olan hastalarda ağrı yoğunluğu ve fonksiyonel düzey ile yağ dokusu, kas gücü, solunum fonksiyonu ve fiziksel aktivite arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.