Defne Atıklarından Biyopelet Yakıtı Üretimi ve Özelliklerinin Belirlenmesi


Karaca C. (Yürütücü), Sezer B.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2020 - 2021

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Şubat 2020
  • Bitiş Tarihi: Ocak 2021

Proje Özeti

Hatay ilinde yaygın bir üretim alanı bulunun defne yaprağı işleme tesislerinde meydana gelen defne yaprağı ve dal atıklarından biyoyakıt üretimi amacıyla farklı karışım oranlarında hazırlanan dal ve yapraklardan pelet üretilmiştir. Pelet yapılacak karışımlar yaprak oranını (%25, %50, %75, %100) ifade edecek şekilde Y25, Y50, Y75 ve Y100 şeklinde isimlendirilmiştir. Çalışmada kullanılan defne yaprağı ve dallarından oluşan karışımların peletleme öncesi nem ve yığın yoğunlukları ile peletleme sonrasında elde edilen peletlerin nem içeriği, kül içeriği, ısıl değer, yığın yoğunluğu, karakteristik boyutları, mekanik dayanıklılık, elementel analiz ve baca gazı analizleri gibi özellikleri ilgili standartlar kullanılarak belirlenmiştir. Hazırlanan bu karışımların ve bunlardan üretilen peletlerin bazı fiziksel, kimyasal ve ısıl özelliklerinin belirlenmesi için yapılan analizler ve ölçümlerin sonuçları verilerek değerlendirilmiştir. Peletlerin belirlenen bu özellikleri Avrupa Birliği Pelet Konseyi tarafından oluşturulan ve EN 14961-2 standardına göre hazırlanan pelet kalite sınıflarının ilgili özellik sınır değerleri ile kıyaslaması yapılmıştır. Bu kıyaslamalar sonucunda defne karışım peletlerin nem içeriği, karakteristik boyutlar, ve ısıl değerler bakımından bu standartlara uygun olduğu görülmüştür. Fakat yığın yoğunluğu, mekanik dayanıklılık ve kül içeriği özelliklerinin ilgili standartta belirtilen sınır değerlerin dışında olduğu belirlenmiştir. Üretilen defne karışım peletlerinin baca gazı emisyon değerlerine göre ısıl gücü 150 kW’a kadar olan tesislerde yakıt olarak kullanılabileceği çevresel açıdan uygun olduğu görülmüştür. Defne karışım peletlerindeki çalışmada belirlenen özelliklerinde ilgili ulusal ve uluslararası standartlarda belirtilen sınır değerlere göre gerekli düzeltmeler yapılarak biyoyakıt olarak kullanılabileceği görülmüştür.