Ulaşlı B., Pehlivan S.(Yürütücü), Kaya K., Karaca M. M., Karut K., Atakan E.
TÜBİTAK Projesi, 2023 - 2026
Proje Özeti Kökeni Orta
Amerika mısır bitkisi (Zea mays L.)
dünyada en fazla yetiştirilen tarım ürünlerinin başında gelmektedir. Dünya
genelinde yıllık mısır üretimi 1.2 milyar ton iken, Türkiye’de bu üretim yıllık
6.5 milyon ton civarındadır. Yapılan bu üretimin yanında, bölgemizde mısırkurtları
olarak bilinen Chilo partellus
Swinhooe, Ostrinia nubilalis Hübner
(Lepidoptera: Crambidae) ve Sesamia
nonagrioides Lefebvre (Lepidoptera: Noctuidae) türleri, mısırda ekonomik
kayıplara neden olmaktadırlar. Bu zararlılara ülkemizde ilk kez 2022 yılında
Adana’da mısır tarlalarında saptanan Güz tırtılı, Spodoptera frugiperda (J.E. Smith, 1797) (Lepidoptera: Noctuidae)’de
eklenmiştir. Spodoptera frugiperda,
tropikal ve subtropikal Amerika bölgelerine özgü yüksek tahrip gücüne sahip
istilacı bir zararlıdır ve son 6 yılda dünya genelinde 100’den fazla ülkeye
hızla yayılmıştır. Polifag bir zararlı olmasına rağmen en çok tercih ettiği
bitkiler arasında mısır ilk sırada yer almaktadır. Dişiler yumurtalarını mısır
bitkilerinin alt yapraklarının üstüne 100-300’lük kümeler halinde bırakırlar.
Yumurtadan çıkan genç larvalar başlangıçta bir taraftan yaprak dokusunu tüketerek
yaprak üzerinde şeffaf beslenme alanları ortaya çıkarırlar. İkinci ve üçüncü
larva döneminden itibaren ise yapraklarda delikler açarak yaprak kenarından
içeriye doğru yiyerek beslenirler. Olgun larvalar ise büyüme konisini keserek
bitkilerin gelişimini durdururlar. Larvalar ayrıca generatif organlarda
beslenerek de doğrudan verim kaybına sebep olurlar. Dünyada özellikle
gelişmekte olan ülkelerde S. frugiperda’nın
mısırda %73’e varan ekonomik kayıplara sebep olduğu bildirilmiştir. Bu
zararlının Amerika Birleşik
Devletleri’nin güneyinde ve Atlantik kıyılarında yıllık olarak yaklaşık 500
milyon dolarlık ekonomik kayba neden olduğu saptanmıştır. Ayrıca, 2016
yılından sonra hızla yayıldığı Afrika ülkelerinde yıllık 9.4 milyar dolarlık verim
kaybına neden olduğu da rapor edilmiştir. Dünya genelinde S. frugiperda’nın mücadelesinde en çok
kullanılan yöntemlerin başında kimyasal mücadele gelmektedir. Bu zararlı ile
mücadelede karbamatlılar, piretroidler, neonikotinoidler, spinosinler,
diamidler ve avermektinler grubuna dâhil birçok insektisit yaygın bir şekilde
kullanılmaktadır. Fakat Amerika kıtasında ve yeni yayılım gösterdiği bazı ülkelerde
yoğun insektisit kullanımının sonucunda direnç problemleri ortaya çıkmaya
başlamıştır. Spodoptera frugiperda’nın
üreme gücünün yüksek olması, döl süresinin kısa olması ve yüksek bir dağılım
kapasitesine sahip olması, yeni bölgelere yayılma ve adapte olmasını
kolaylaştıran en önemli faktörlerdir. S.
furgiperda erginlerinin bir gecede
250 km mesafe kat edebildiği saptanmıştır. Batı Afrika'da 2016 yılında ilk
kez kaydedildikten sonra, sadece üç yılda kıtadaki çoğu bölgeye ve Asya’nın
bazı bölgelerine hızla yayılmıştır. EPPO bölgesinde S. frugiperda’nın ilk tespiti 2019 yılında Mısır'da yapılmış,
ardından 2020’de Güney İsrail ve Ürdün ile devam etmiş, sonrasında 2021
yılında Suriye’de tespit edilmiştir. Ülkemizde ise ilk defa 2022 yılında
proje ekibinin bazı üyeleri tarafından Adana’da tespit edilmiştir. Zararlı
tespit edildikten sonra bölgede yapılan hızlı gözlemlerde Adana ve Osmaniye
illerinin bazı ilçelerinde özellikle geç ekilen ikinci ürün mısırlarda zarar
yaptığı belirlenmiştir. Ayrıca Adana’da 2023 yılında hem birinci hem de
ikinci ürün mısırlarda zararlının larvaları bulunmuştur. Ülkemizde ilk defa
Adana’da tespit edilen S. frugiperda’nın
bölgemizdeki durumunun saptanması ve yaygınlığının belirlenip hızlı bir
şekilde mücadele çalışmalarına geçilmesi gerekmektedir. Ülkemizde bu zararlı
ile ilgili ülkedeki ilk kaydının yapılması dışında herhangi bir çalışma
bulunmamaktadır. Bu proje ile S. frugiperda’nın mevcut durumunun
ortaya çıkarılması, genetik yapısı ile zarar durumunun belirlenmesi ve
mücadelesine yönelik çalışmaların yürütülmesi amaçlanmaktadır. Çalışma
kapsamında zararlı ile mücadelede öncelikli olarak belirlenmesi hedeflenen
konu popülasyonun ürün desenlerine göre (birinci ürün ya da ikinci ürün
mısır) yoğunluğunun ve zararlının zarar oranlarının belirlenecek olmasıdır.
Ayrıca, zararlı ile ilgili sürdürülebilir mücadele programlarının
oluşturulabilmesi için potansiyel doğal düşmanlarının (parazitoit, avcı ve
entomopatojenleri) belirlenmesi hedeflenmektedir. Son 10 yılda dünyanın her
yerine yayılmış olan bu zararlının moleküler teknikler kullanılarak genetik
özelliklerine bakılacak ve soyağacı oluşturularak dünya ırkları arasındaki
yeri belirlenecektir. Son olarak ise ülkemizdeki mısır bitkilerinde zararlı Lepidoptera
türlerine karşı güncel olarak kullanılan bazı etken maddelerin laboratuvar
koşullarında zararlı üzerindeki biyolojik etkileri araştırılarak, elde edilen
sonuçların doğrudan zararlının mücadelesinde kullanılması sağlanacaktır.
|