Akademik Veri Yönetim Sistemi
Bayraktar H. S. (Yürütücü)
Doktora Sonrası Araştırma Programı Projesi, 2024 - 2024
ÖZET GİRİŞ: Üriner sistem infeksiyonları tüm dünyada her yaş grubunda ve daha çok kadınlarda görülen infeksiyonlardır. Bölgemizde Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen büyük deprem felaketi sonrası sanitasyon problemlerinin doğurduğu çeşitli zorluklar, hijyenik alışkanlıkların değişmesi, toplumu uzun süre su ve temizlik malzemesinden yoksun yaşamak zorunda bırakmış olup, bu şartlar çeşitli infeksiyonların gelişmesine sebep olmuştur. MATERYAL ve YÖNTEM: Nisan 2023 ila Mayıs 2024 tarihleri arasında ikinci basamak bir hastanenin üroloji polikliniğine başvuran 796 ayaktan hasta çalışmaya dahil edilmiş olup, 159 pozitif üreme değerlendirilmiştir. Bu hastalardan izole edilen bakterilerin dağılımları ve antibiyotik direnç oranları belirlenmiştir. BULGULAR: İdrar kültürlerinden en sık izole edilen bakteriler; Escherichia coli (n:87, 54.71%), coagulase negative staphylococcus (CNS) (n:14, 8.80%), Klebsiella pneumoniae (n:12, 7.54%), Enterobacter spp. (n:10, 6.28%), Enterococcus faecalis (n:9, 5.66%) olarak tespit edilmiştir. E. coli suşlarında ampisilin ve amoksisilin direnci sırasıyla % 48,27 ve % 42,12 olarak saptanmıştır. E. coli suşlarının en duyarlı olduğu antibiyotik amikasin (% 98,85) olmuştur. Depremin hemen sonrasında Nisan 2023 ve Mayıs 2023 aylarında erkek hasta sayısının kadın hasta sayısından fazla olduğu görülmüştür. Ancak ilerleyen aylarda kadın hasta sayısında artış eğilimi olmuştur. Depremin yıldönümü geldiğinde erkek hasta sayısı tekrar yükselerek kadın hasta sayısının önüne geçmiş ve periyot sonuna kadar dalgalı bir seyir izlemiştir. SONUÇ: Deprem ve sel gibi doğal afetler çevre kirliliğine ve çeşitli infeksiyonlarda artışa sebep olabilmektedir. Hasta gruplarında ve patojenik ajanlarda epidemiyolojik ve demografik değişimler görülebilmektedir. Üriner sistem infeksiyonlarında belirli bir periyotta erkek hasta sayısının kadın hasta sayısından daha yüksek seyretmesi ciddi sanitasyon problemleri, hijyen malzemesine ulaşımda güçlük ve psikojenik etkiler sebebiyle oluşan immunsupresyona bağlı olabileceği düşünülmüştür.